TARİHİ YARIMADA BÜTÜNLÜĞÜNDE I. TEPE VE TARİHİ TOPOGRAFYASI
M.Ö. 657’de Megaralı kolonistler tarafından Tarihi Yarımada’nın uç kısmında kurulan Byzantion, günümüze ulaşan kent dokusunun çekirdeğini oluşturmuştur. Byzantion Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girdikten sonra kentte suyolları ve bir takım alt yapı çalışmalarının yanısıra Hipodrom ile Mese adı verilen yolun da oluşmaya başladığı görülür.
Septimus Severus tarafından inşa ettirilen ve Hipodromu içine alacak şekilde bir yay çizen surların Marmara’ya bakan yamaçta sırt çizgisini takip ederek Akropolis tepesine yöneldiği ve bugünkü Ayasofya’nın doğusundan kıyıya doğru uzanarak deniz surları ile birleştiği düşünülmektedir. M.S. 325’lerden itibaren Roma İmparatorluğu’nun doğudaki başkenti olan Konstantinopolis’in imarı da belirli bir program çerçevesinde şekillenmeye başlamıştır. 14 bölgeye ayrılan kentin fonksiyon merkezleri ve mekân organizasyonunda, belirli bir hiyerarşik düzenin yansımaları görülür. Yerleşimin Marmara ve Boğaz’a doğru uzanan uç bölgesi akropolü meydana getirir ve saray ile diğer idari-kamusal yapıları barındırmaktadır. Akropolün yakın çevresi yönetici ve aristokrat kesimin yerleştiği alanları oluştururken, batıya doğru uzanan bölgelerde ise orta tabakanın iskân edildiği mahalleler yer alır. Constantinus döneminde kentin belli başlı yapıları korunmakla birlikte antik Byzantion’un Septimus Severus tarafından inşa ettirilen sur hattı genişletilir. Hipodrom’un güneye bakan uzun cephesi Kathisma ve Büyük Saray ile bütünleşirken kuzey ve kuzeybatıya bakan yönlerde diğer bazı önemli yapıların inşa edildiği görülmektedir.
Buruda bulunan arkeolojik kalıntılar birinci tepenin kuzeybatı yamacında yer alır ve söz konusu alan kentin dördüncü bölgesini oluşturur. Genel olarak, Million Taşı’ndan başlayıp, Alemdar Caddesi, Bab-ı Ali Caddesi ve Ankara Caddesi ile sınırlanan ve Prosforion Limanı’na kadar uzanan bölge günümüzde Alemdar ve Hocapaşa mahallelerini içine alan bir konum sergilemektedir. Dördüncü bölgede yer alan başlıca yapılar Augustaion Forumu, İmparatorluk Sarayı, Constantinus’un Sarayı, Khalke, Basilica, Basilica Sarnıcı, Million Taşı, Poseidon Tapınağı, Menas Kilisesi, Timasius İskelesi, stadionlar ve porticuslar ile Knidos Venus’u (aphrodite), Samos Hera’sı, Lindos Athena’sı, kanatlı Eros, Olympia Zeus’u Saturnus (Kronos) ve monokeros kaplan gibi pek çok heykelle donatılan Khalkoprateia adı verilen yapıdır.
55 ADA 33 PARSELDEKİ KALINTILARIN YAPISAL ÖZELLİKLERİ
İstanbul İli, Fatih İlçesi, Alemdar Mahallesi, 55 ada 33 parselde gerçekleşen temel hafriyatı sırasında bazı yapı kalıntılarının bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak söz konusu parselde rastlanan kalıntıların ilk defa fark edilmediği, üzerindeki 3 katlı betonarme bina dışında herhangi bir detay bilgiye yer verilmemekle birlikte 04.05.1995 tarih ve 6555 sayılı Koruma Kurulu kararı ile tescillendiği anlaşılmaktadır. T formundaki parselin başlıca iki noktasında yoğunlaşan kalıntılar Şengül Hamamı Sokağına sınır oluşturan kenarda ve Salkım Söğüt Sokağı tarafındaki girinti içerisinde yer almaktadır. (R.5) Raporun bundan sonraki kısmında Salkım Söğüt Sokağı tarafındaki kalıntılar 1 Nolu Kalıntı, Şengül Hamam Sokağı tarafındaki kalıntılar ise 2 Nolu Kalıntı, olarak anılacaktır.
1.NOLU KALINTI
Salkım Söğüt Sokağı tarafındaki girinti içerisinde yer alan 1 nolu kalıntı yaklaşık olarak (-5.80) kotuna oturmakta ve 7.80×9.97 metre ölçülerinde oldukça geniş bir alana yayılmaktadır. Parselin Salkım Söğüt Sokağına doğru uzanan girintisi içerisinde, kuzey yönündeki parsel sınırına yakın olan kütle yaklaşık olarak 1,80 m genişliğinde ve 0.50 m. yüksekliğinde bir duvar kalıntısı halindedir. Genel olarak yaprak tuğlaların kullanıldığı duvar kalıntısında büyük boyutlu işlenmemiş bir taş ve yakın dönemin horasan harcı unsurları da dikkat çeker. Bahse konu duvar kalıntısı yan taraftaki komşu binanın altına tarafına doğru devam eder. 1 nolu kalıntının komşu parsel sınırına paralel olarak uzanan bu kısmı yaklaşık olarak 7,50 m uzunluğunda olup, tabandan yukarıya doğru değişen kalınlıklarda, kademelenmiş bir kütle oluşturur. Genişliği daha fazla olan alt kısımda örgü malzemesi tam olarak tespit edilememiştir. Ancak iç tarafa bakan yüzeyin kiremit rengindeki dokusu horasan sıvalı olduğunu göstermektedir. Ayrıca, sıvalı yüzeyin zeminle birleştiği alt kenardaki dolgulu kısmın kavisli bir dönüşe işaret edebileceği düşünülmektedir. Söz konusu kısmın üstünde daha geriye çekilerek yükselen kütle iç tarafta düzgün bir duvar dokusu verirken, arka tarafta bir bölümün son derce biçimsiz ve tanımsız olduğu görülür. Duvarın arka tarafındaki bu düzensizlik muhtemelen bitişik parselde gerçekleşen inşaat faaliyetlerin yarattığı bir bozulmaya işaret etmektedir. Geriye çekilen ve komşu parsel sınırına paralel olarak uzanan duvar altta bir sıra taş ile başlayıp yaprak tuğlalarla devam eden bir doku sergiler. Alttaki taşlar yaklaşık 0.65×0.43 m ölçülerinde olup, muntazam biçimlendirilmiş iri bloklar halindedir. Tuğla örgülü kısımda ise 0.17-0.19 m arasında değişen farklı boyutlarda tuğlalar da görülmekle birlikte genel olarak 0.35-0.37 metrelik yaprak tuğlalar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Komşu parsel sınırına paralel olarak uzanan kalıntı genişleyen bir kütle ile sonlanır. Diğer kısımlarda olduğu gibi yaprak tuğla ile örülen bu kütle iç tarafta küçük bir diş yapmakta ve duvarla birleşen köşesi kavisli bir biçimde dönmektedir. 1 nolu kalıntının komşu parsel sınırına paralel uzanan kütlesinde dikkat çeken kavisli dönüşler bir su yapısı ile ilişkilendirilebileceğini düşündürmektedir.
2.NOLU KALINTI
Şengül Hamamı Sokağı tarafındaki kalıntılar (-8.20) kotuna oturmakta ve düzensiz bir şekilde (-5.59) metreye kadar yükselmektedir. Mevcut kalıntılar parsel kenarına bitişik olarak yanlara doğru genişlemekle birlikte her iki tarafta da ciddi kayıplar olduğu ve kalıntılarla ilişkili yapının daha geniş bir alana oturduğu muhakkaktır. Nitekim, 33 parselde daha önce gerçekleşen yapılaşmaya bağlı olarak büyük bir tahribat meydana gelmişse de söz konusu kalıntıların Şengül Hamamı Sokağınının altına doğru devam ettiği tahmin edilmektedir. Tabanda oldukça düzensiz konturlar veren 2 nolu kalıntı yükseldikçe daha tanımlanabilir bir durum sergilemektedir. Yaklaşık olarak (-6.40) metreye kadar geniş tabanlı bir kütle halinde şekillenen kalıntılar bu seviyeden itibaren daralarak Şengül Hamamı Sokağına yaslanan bir duvar halinde devam eder. Şengül Hamamı Sokağı boyunca uzanan 2 nolu kalıntının geniş tabanlı alt kısmında parsel içine doğru taşırılmış diş şeklinde kütleler görülmektedir. Söz konusu kütlelerin, yapının fonksiyon veya mimari özellikleri ile ilişkilendirilebilecek şekilde sistematik olarak tekrarlandığı tam olarak bilinmemekle birlikte bir hamam yapısının HİPOCAUST sistemine işaret ettiği düşünülebilir. Nitekim, horasan harcı kullanılarak 37x37x4 cm ölçülerinde yaprak tuğlalarla inşa edilmiş 2 nolu kalıntının sıvalı yüzeyleri de bu düşünceyi güçlendirmektedir
Shining Star Hotel
Alayköşkü Caddesi Şengül, Hamam Sk. No: 3 Sultanahmet / İstanbul
Tel.: +90 (212) 514-3330
Tel: +90 (212) 514-3331
Tel: +90 (212) 514-33312
Faks: +90 (212) 514-3345